Çocukların diş doktoru korkusu yaşamasına ebeveynlerin farkında olmadan fırsat verdiğini belirten Dt. Hasret Karabıyık, “Çocukların birçoğu diş hekimlerine karşı büyük bir korku yaşar. Bu korkunun ebeveynler tarafından pekiştirilmesi doğru bir davranış değildir. ‘Uslu durmazsan seni diş hekimine götürürüm’ gibi tehditler, çocukların korkularını tetikleyen en önemli nedenlerdir” dedi.

İstinye Üniversitesi Ağız ve Diş Sıhhati Uygulama Merkezi İSÜ Dent’ten Dt. Hasret Karabıyık, çocukların diş doktoru korkusu yaşamasına ebeveynlerin farkında olmadan yol açabildiğini vurgulayarak, bu endişenin tetiklenmemesi için ailelerin dikkat etmesi gereken durumlar hakkında açıklamalarda bulundu.

“Uslu durmazsan dişçiye götürürüm gibi ifadeler kullanmayın”

Çocukların diş doktorlarından neden korktuğu konusuna değinen Dt. Karabıyık, “Çocukların birçoğu diş tabiplerine karşı büyük bir kaygıyla karşı karşıyadır. Bu dehşetin ebeveynler tarafından pekiştirilmesi yanlışsız bir davranış değildir. ‘Uslu durmazsan seni diş hekimine götürürüm’, ‘yemeğini çabuk ye yoksa doktor dişlerini çeker’ üzere tehditler, çocukların endişelerini tetikler. Aile içerisinde yaramazlık yapan çocuklarını engellemek ismine ebeveynlerin onları diş tabiplerine götürmekle tehdit etmeleri, diş tabibi koltuğundan korkmalarına neden olur. İleriki yaşlarda da bu dehşet, ‘dental fobi’ olarak şahısların hayatlarına yerleşir” formunda konuştu.

“Olumsuz deneyimler çocuklar ile paylaşılmamalı”

Dt. Karabıyık, çocukların diş tabiplerine karşı duyduğu olumsuz hislerin kolay usullerle aşılabilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Ebeveynlerin diş doktorlarıyla yaşadığı berbat tecrübelerin çocukları da olumsuz etkilediğini ve diş tabiplerinden korkmalarına neden olduğunu belirten Dt. Karabıyık, “Bu nedenle yaşanılan kötü tecrübelerin çocukların yanında anlatılmaması gerekir. Diş tedavilerinin ağrılı işlemler olduğu ile ilgili çocuklara olumsuz bilgiler ve örnekler verilmemelidir” dedi.

“Çocuklar için düzenlenmiş klinik ortamlar seçilmeli”

Ailelerin çocukları için seçtikleri diş tabiplerinin, çocukların endişelerinin giderilmesinde kıymetli rol oynadığına değinen Dt. Karabıyık, “Ebeveynler mutlaka güvenilen ve önceden ziyaret edilen bir diş hekimi tercih etmelidir. Çocuklar kendileri için özel hazırlanmış kliniklerde tedavi gördüklerinde diş hekimlerine karşı davranışları olumlu yönde etkilenmektedir. Çocuklar bu şekilde diş hekimi korkularını az da olsa yenmiş olmaktadırlar” sözlerini kullandı.

“Sık kontrole götürmek korkularını yenmesinde etkilidir”

Çocukların diş denetimlerinin birinci dişin çıkışından itibaren (6 aylıkken) başlaması gerektiğini kaydeden Dt. Karabıyık, “Böylece çocuklar diş hekimlerine daha kolay alışır ve korkuları engellenebilir. Ağız ve diş sağlığı için yapılan sık kontroller erken teşhis için de önemlidir. Aileler çocuklarını diş sağlığı eğitimine alıştırırken sevimli diş fırçaları ve diş macunları kullanabilir. Böylece diş tedavilerinin korkutucu olmadığı bilinci çocuklarına aşılanabilir” dedi.

“Sorularına genel cevaplar verin”

Çocuğun diş doktorundaki tedavi sırasında neler yapılacağı hakkındaki sorularına mümkün olduğu kadar kolay yanıtlar verilmesi gerektiğini belirten Dt. Karabıyık, şu tekliflerde bulundu: “Çocuk diş hekiminde ne yapılacağını sorduğunda, gidince diş doktoru neler yapılması gerektiğini bize anlatacak üzere genel karşılıklar verilmesi, çocukların yanlış şeyler hayal ederek korkmalarının önüne geçecektir. Tüm beşerler üzere çocuklar da bilinmeyenden ve acı çekmekten korkarlar. Bu yüzden çocuklara ruhsal yaklaşım konusunda özel eğitim almış çocuk diş tabibinin çocuğunuzu bilgilendirmesi daha yanlışsız olur.”

“Hekimle ilk karşılaşma çok önemli”

Hekimle çocuğun birinci müsabakasının büyük ehemmiyet taşıdığını da kelamlarına ekleyen Dt. Karabıyık, “İlk karşılaşmada çocuğun hekimi ve ortamı sevmesi amaçlanır. Hekim kendini, ortamı ve kullanacağı aletleri çocuğa tanıtarak kafasında kuracağı korkuları engeller. Ardından çocuğa neden diş tedavisi görmesi gerektiğini ve neler yapılacağını yaşına uygun olarak onun anlayabileceği bir dille, oyun havası verilerek anlatır. Daha sonra tedaviye başlanır. Daha kolay tedavilerden zor olanlara doğru gidilerek çocuğun zamanla bu tedavilere alışması sağlanır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.